GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI FARUK ÇELİK’İN BAŞKANLIĞINDA “MİLLİ TARIM BULUŞMALARI” DÜZENLENDİ
Adana’daki ziyaretleri sırasında programlarını sürdüren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in başkanlığında Milli Tarım Buluşmaları Toplantısı düzenlendi.
HiltonSA Otelinde düzenlenen toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Vali Mahmut Demirtaş, Adana Milletvekilleri Fatma Güldemet Sarı, Necdet Ünüvar, Tamer Dağlı, Zülfikar İnönü Tümer, Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, kamu ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri, çiftçiler ve çok sayıda davetli katıldı.
Toplantının açılışında konuşan Vali Mahmut Demirtaş, “Sayın Bakanım, Sayın Milletvekillerim, sivil toplum kuruluşlarımızın, odalarımızın, birliklerimizin, saygıdeğer yöneticileri, milletimizin efendisi olan saygıdeğer köylülerimiz, çiftçilerimiz, değerli basın mensupları, düzenlenen bu programa katılımlarıyla bizleri onurlandıran Sayın Bakanımıza hoş geldiniz diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum” dedi.
Vali Demirtaş, Çukurova’nın verimli toprakları, ürün çeşitliliği, uygun iklim koşulları ve gelişmiş sulama imkânları ile ülkenin önemli tarımsal üretim merkezlerinin başında geldiğini belirterek, “Çukurova'nın kalbi Adana ise, tarımdaki üretim gücü ile sanayisini bütünleştirmeyi başarabilmiş bir kentimizdir. Adana'nın güçlü tarımsal üretimi sayesinde; gıda, tekstil ve kimya gibi imalat sanayi sektörleri de gelişim göstermiştir. İlimizde 403 adet tarıma dayalı sanayi kuruluşu bulunmaktadır. TUİK'in 2016 verilerine göre, tarım ve hayvansal ürünler ihracatı 206 milyon 660 bin 132 dolar olarak gerçekleşmiştir. Ayrıca ilimiz 9 bin 476 ton bal üretimi ile Türkiye'de 3. sırada yer almaktadır. Kısacası; Adana ekonomisi için tarım ve hayvancılık sektörü, üretimin olmazsa olmaz bir parçası haline gelmiştir” diye konuştu.
Son yıllarda dünya genelinde artan nüfus ve gıda ihtiyacı, tarım alanlarının azalması, çevre ve doğal kaynakların tahribatı gibi küresel faktörler, tarım sektörünü hiç olmadığı kadar stratejik bir konuma geldiğini vurgulayan Vali Demirtaş, “Dünya'nın en verimli ovalarından biri olan, yılda yer yer 3 ürün alınabilen Çukurova; sadece Türkiye için değil, yakın coğrafyamız için de önemli bir gıda arz merkezi olarak değerlendirilmektedir. "Milli Tarım Projesi" kapsamında açıklanan reformlar, gerek ülkemiz gerekse kentimiz için kritik öneme haizdir. Bu reform paketi ile bundan sonraki tarımsal desteklemelerde havza bazlı model uygulanacak olup, stratejik ürün olarak değerlendirilen ürünlere uygun olan havzalarda destekler verilecektir. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve hükümetimizin icraatları doğrultusunda, son dönemde istihdamdan yatırıma, farklı alanlarda milli ve yerli birçok proje hayata geçirilmektedir. Son yıllarda ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, terör olayları, 15 Temmuz darbe girişimi ve akabinde ekonomimizi hedef alan saldırılar karşısında, başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere, hükümetimizin ve milletimizin göstermiş olduğu dayanışma ruhu sayesinde bütün planlar boşa çıkartılmıştır. Ekonomide oynanan küresel oyunlar, devletimizin üretime yönelik yeni teşvik paketleri ve istihdam politikaları sayesinde ortadan kaldırılmaktadır” ifadelerini kullandı.
Vali Demirtaş, hükümetimizin destekleriyle, tarımdan daha fazla katma değer elde edebilmek için; tarımda teknoloji kullanımını artırmak, tarımsal pazarlamayı geliştirmek, üretici örgütlerini güçlendirmek, modern ve bilinçli tarımsal uygulamalara yönelmek gibi öncelikler doğrultusunda, var güçleriyle çalışmaya devam ettiklerini dile getirerek, “Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da üreticimizin, çiftçimizin, sanayicimizin bütün sorunuyla ilgilenmeye devam edeceğiz. Tertiplenen bu etkinliğe teşrifleriyle bizleri onurlandıran Sayın Bakanımıza tekrar hoş geldiniz diyor, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum” şeklinde konuştu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ise konuşmasında, Milli Tarım Buluşmaları Toplantısı'nın ikincisini gerçekleştirmeye başladıklarını, birinci buluşmalarında elde ettikleri bilgilerle Milli Tarım Projesi'ni oluşturduklarını söyledi.
Tarımla ilgili çalışmalara topraktan başlamaya karar verdiklerini ifade eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, yaptıkları araştırmada toprağın durumunun içler acısı olduğunu gördüklerini anlattı.
Toprakların rastgele kullanılan kimyasallar nedeniyle perişan edildiğini, plansız şehirleşmeyle ovaların adeta yağmalanma ve betonlaşmayla karşı karşıya olduğunu gördüklerini aktaran Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, "Birinci görevimiz toprağın niteliklerini korumak, geliştirmek, ikincisi toprağın fiziki olarak korunmasını sağlamak. Ovaları bunun için tarımsal sit alanı ilan ediyoruz. 141 tane ama ama hızlı bir şekilde bu sit alanı sayısını ilk etapta 220'lere 300' lere taşıyacak şekilde Türkiye sathında çalışmalarımız var. Nerede bir tarım arazisi, ova görüyorsak bunun tarımsal sit alanı ilan edilme noktasında yaygın bir çalışmamız var. Bu bizim torunlarımıza ve çocuklarımıza borcumuzdur. Bunu korumadığımız an en büyük vebal altında kalırız" diye konuştu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, topraktaki elementlerde de araştırma yaptıklarını, toprakta asgari 18 element bulunması gerekirken beklediklerinin çok altında rakamlar gördüklerini, toprakların yüzde 20'sinin iyiden iyiye niteliğini kaybettiğini aktardı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, toprağın tekrar canlanması, verimli hale gelmesi için mutlak suretle toprak ile gübre ve kimyasal buluşmasını bir dizaynla yeniden gözden geçirmeleri gerektiğini belirtti.
Bu çerçevede 941 havzada yaptıkları araştırmalar sonucunda kullanılacak gübre kılavuzlarının hazırlandığını dile getiren Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, "941 havzanın gübre kılavuzu olacak. Ancak o gübreler kullanılacak. Ne kadar kimyasal, ne kadar mikrobiyal gübre hangi oranla karışacak. Toprak, neye ihtiyacı varsa yapılan tahlilde çıkan neticelere göre gübre kılavuzuna dönüşecek" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, gübre konusunda yaptıkları düzenlemede fabrikaların alışkanlıklarını değiştirmelerini istediklerini belirtti.
Bir şey zararlı ise kullanılmasına devam edilmeyeceğini vurgulayan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, "Nerede bir değişiklik yapmak gerekiyorsa fabrika da ayarını ona göre yapacak. Hangi gübreye ihtiyaç varsa topraklarımızın ona göre gübre üretim yoğunluğunu artıracak, ona göre kendisini dizayn edecek. 'E ben böyle alıştım. Böyle üretirim. Nitrat 33'ü üretiyorum. Bombalar patlasın, yani toprağa zararlıysa zararı devam etsin. Hayır " ifadesini kullandı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, toprağın nitelikli hale gelmesinden sonra buna atılacak tohumları sertifikalı tohum olmasını istediklerini belirtti.
Buna karşı bir kesimin "eyvah bizim yerel tüm tohum çeşitlerimizi ortadan kaldırıyor. Bilmem kimlere peşkeş çekiyorlar" dediklerini aktaran Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, "Arkadaşlar arazimiz küçülüyor. Topraktaki verim artık esas olmalı. Dünyada, Türkiye'nin ektiği kadar arazi, bir yılda tarım dışı kalıyor. Türkiye 14 milyon hektar ekiyor, bu kadar arazi dünyada tarım dışında kalıyor. Bunun Türkiye'ye yansıması da var" değerlendirmesinde bulundu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, yerli tohumu da geliştireceklerini, buna yönelik sertifikalandırma çalışmalarının sürdüğünü belirterek, çiftçilerden sertifikalı tohum kullanmalarını istedi.
Toprakların tarım dışı kalmasının ülkede geçmişten bu yana yaşandığını, siyasi iktidarın fark etmediğini aktaran Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik şöyle devam etti:
"Tarımda particilik olmaz. Bunu kaldırmamız gerekiyor. Topraktan daha büyük bir milli mesele yok. Nerede doğru varsa onu almamız gerekiyor. Burada siyaset, politika olmaz. Doğruyu kim söylemişse başım gözüm üstünde. Hep beraber tarıma böyle bakmamız gerekiyor. 'Benim dönemde 100 hektar daha az gitmiş'. Ne anlamı var. Ben de de gitmiş, sende de gitmiş, başkasında da gitmiş. Her dönemde toprak kaybetmişiz. Her dönemde de tarım kaybetmiş. Niye? Toplu konut yapacağız. Niye? Fabrikalar yapacağız. Yani bu ülkede fabrika yapacak yer de var, toplu konut yapacak yer de var ama kim dedi ki 'ovanın ortasında toplu konut yapılır, fabrika yapılır' diye. Hem yer altı sularını hem yer üstü sularını da perişan etmişiz. Doğruları söylemeyelim, doğruları yapmayalım, sonra yani söylemedi madalya mı takacak birisi. Doğruları yapmak zorundayız. Madem siyasete çıkmışsınız kararları alacak ve uygulayacaksınız, kimin işine gelir gelmez."
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, kişisel olarak hayvan ithalatını istemediğini ancak ülkedeki hayvan sayısının buna izin vermediğini dile getirerek bu durumu önüne geçmek için üreticinin destekleneceğini, ithalatı kademeli olarak düşüreceklerini anlattı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, suyu tarlayla buluşturamadıklarını, buluşturunca da eğitim sorunu, babadan kalma çiftçiliğin kullanılması nedeniyle sorunlarla karşılaştıklarını ifade etti.
"Su geldi problem, su gelmedi problem" diyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, şunları kaydetti:
"Ben iki dönemdir Şanlıurfa milletvekiliyim. Harran Ovası buğdayın ilk ekildiği coğrafya diyoruz. Şimdi Harran Ovası'na suyu getirdik şimdi o kadar drenaj projelerimiz var ki çoraklaştırmışız araziyi sudan dolayı. Su, almış toprağı götürüyor. Suriye'ye gidiyor bütün toprak. Verimli topraklar. Açıyor Hacı abim suyu. Vahşi sulama alıp götürüyor. Bu sulama değil ki. Diğer taraftan kuraklıktan dolayı bir vatandaş su bekliyor. İkisi de problem."
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, tarımda sigortalama çalışmalarını yaygınlaştıracaklarını, bu yıl buğdayda kuraklığı Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) kapsamına alacaklarını dile getirdi.
Tarımda sigortanın trafik sigortası, kasko gibi düşünülmesini isteyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, "Tarlan, afetten dolayı zarara uğradı. Sigorta yaptırın. Sigorta gelir bedelini ödeyecek. Bu 2020'lere değil 2018'de tümden TARSİM hizmetinde olacak. 60 hektar için 360 liralık prim karşılığında 10 bin lira tazminat hakkınız var." diye konuştu.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, lisanslı depoculuk üzerinde çalıştıklarını, bu yıl 1 milyon ton depo inşa edildiğini, hedeflerinin 3.5 milyon lisanslı depo olduğunu aktardı.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, stratejik ürün olan pamuğa dönük Milli Tarım Projesi kapsamında uygulamalar olduğunu, pamuk ekilen alanları 5 milyon dekara çıkardıklarını ifade ederek, "Pamuk, Türkiye'de şu anda 417 havzada ekilirken biz bunu 140 havzaya indirdik. Alanı daralttık ama olması gereken yerleri sağlıklı belirledik. Burada şimdi 3 milyon tona yakın pamuk üretimi bekliyoruz. Şu anda 2 milyon 100 bin ton civarındaki üretimi artırmayı düşünüyoruz" dedi.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, karpuzun da önümüzdeki dönemde nerelerde ekileceğini belirleyeceklerini bildirdi. Salonda bulunan arı yetiştiricilerinin arı ölümü sorunlarını dile getirilmediği yönünde seslendikleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, toplantının basına kapalı kısmında zaten sorunların dinleneceğini ifade etti. Bir üreticinin yanına gelmesini isteyen Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, Yemliha Kılıç isimli arıcıya mikrofonu verdi. Kılıç, arıcılar olarak son 5 yıldır yoğun arı ölümleri yaşadıklarını belirterek, soruna çare bulunmasını istedi. Sorunun Ankara'da da kendisine iletildiğini ifade eden Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Çelik, "Bunu söylemek için kavgaya ne gerek var ya. Zaten sizi dinlemek için geldik. Çare bulmak için" dedi.
Konuşmanın ardından toplantı basına kapalı devam eden programın ardından Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, kentten ayrıldı.